Hoşgeldiniz...
Mesaj Sayın 0
Son Ziyaretin Perş. Ocak 01, 1970
İyi Forumlar...
Giriş yap
En son konular
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
En iyi yollayıcılar
Serßay (492) | ||||
mat_-_rock (316) | ||||
GüL_GüZeLi (265) | ||||
Elif Lâm Râ (86) | ||||
emRahhh (68) | ||||
VaLe (45) | ||||
ciRcuS (31) | ||||
nacves (27) | ||||
kiiko (17) | ||||
hakanberk (5) |
Bikaç ilqinç hikaye
1 sayfadaki 1 sayfası
Bikaç ilqinç hikaye
Ahtapot
14-15 yaşlarındaki bir kızda durup dururken hamilelik belirtileri başlamış: Karnı hafiften şişkinleşmiş kusma nöbetleri geliyormuş sabahları yataktan hasta gibi kalkıyormuş... Fakat kız annesine ısrarla böyle bi şeyin mümkün olamayacağını çünkü hiç bir erkekle bu sonucu doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia ediyormuş.
Fakat zaman geçtikçe hem karnı büyümeye devam etmiş hem de diğer belirtilerde değişiklik olmamış. Annesi “Bu yaşta... Allahım Allahım
kepazelik bu” dese de kız hala hamile olmadığını söylüyormuş. Sonunda
anne küçük bi kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri
göze alarak kızını hastaneye götürmüş. Ancak çekilen ultrasondan sonra
kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşılmış. Çünkü karnında son derece
büyük boyutlara ulaşmış bir tümör tesbit edilince şişkinliğin ve diğer
belirtilerin asıl sebebi ortaya çıkmış.
Vakit kaybetmeden
apar topar ameliyata alınmış tabii. Doktorlar rutin kabul edilen bu
operasyon sırasında karnı açmışlar ve işte o an gördükleri manzara
karşısında şok olmuşlar. Meğerse tümör sandıkları şey kocaman bir
ahtapotmuş. Üstelik kıpır kıpırmış da hayvan yani canlıymış.
Olayın aslı sonradan anlaşılmış. Kız üç-dört ay önce ailesiyle birlikte
okyanus kenarındaki bir kasabada tatil yapmış. Ahtapot yumurtaları da
mikroskobik boyutlarda olurmuş ve bunlardan doğal olarak okyanus
sularında milyarlarca varmış. Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla
beraber bu yumurtalardan da indirmiş mideye. İşte bunlardan biri de milyonda bir görülecek biçimde de olsa kızın vücudunun içinde yaşamayı hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış.
__________________________________________________ ___________
Allahsız Osman
İstanbul'da 1800'lü yıllar... O zamanın ünlü kabadayılarından Ustura Kemal ve arkadaşları
Karacaahmet Mezarlığı'nın karşısında bi evin bahçesinde çilingir
sofrası kurmuşlar. İçki masası muhabbeti tüm hızıyla devam ederken laf
dönüp dolaşıp mezarlık ve ölü konusuna gelmiş. İçinde zırnık Allah
korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği için lakabı Allahsız Osman
olan bir kabadayı ölüden kimseye zarar gelmez" demiş. Ustura Kemal da muhabbeti koyulaştırmak için "Ulan Osman madem ölüden korkmuyosun gel şunu iyiden iyiye ispatla bize" diye dalga geçmiş.
Allahsız Osman bunu nasıl yapacağını sorunca Ustura Kemal "Aha şu karşıdaki Karacaahmet mezarlığını görüyosun. Madem Allah'a inanmaz ve ölüden korkmazsın bu gece 12'de mezarlığa girip sana vereceğimiz kazığı mezarlığa içinde bi yere çak. Sabah biz gidip kazığın orada olup olmadığına bakarız. Eğer orada bi kazık varsa seni takdir ederiz" demiş. Allahsız Osman aslında gece mezarlığa girmek bi yana yanından geçerken bile türkü söyleyen bi adammış. Ama yiğitliğe leke süremeyeceğinden "Peki ama siz de benimle gece gelip mezarlık çıkışında bekleyeceksiniz" demiş. Zaten bu konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyomuş gece yarısı kalkıp Karacaahmet Mezarlığı'na gitmişler.
Osman gece karanlığında mezarlığın büyük kapısından içeri girmiş. Herkesin Allahsız Osman olarak bildiği o cesur (!) kabadayı mezarlığın içinde salavatlar getirerek bi elinde kazık
bi elinde çekiç ilerlemiş. Bi mezarın yanına geldiğinde alelacele
eğilip kazığı yere çakmış. Korktuğu için de hemen or'dan uzaklaşmak
istemiş. Ama bi'şey giydiği setrenin (o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca eteği olan bi tür giysi) ucundan tutmuş. Allahsız Osman vargücüyle
"İmdaaat! Ulan yardım edin. Ölü beni tutuyooo" diye feryat etmiş ama
kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. Bağıra
çağıra mezarın üzerine yığılıp kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş.
Uzunca bir süredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları Allahsız Osman'ın kendilerine oyun oynayıp mezarlığın öteki kapısından çıktığını düşünüp dağılmışlar. Ertesi sabah ise Ustura Kemal ve arkadaşları kazığın çakılı olup olmadığına kontrol için Karacaahmet Mezarlığı'na gelmiş. Bi bakmışlar ki kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa çakmış durumda bi mezarın üzerinde cansız yatıyomuş.
__________________________________________________ ___________
Kafaları kopmuş
İngiltere aniden bastıran sisiyle ünlüdür. Yine sisin yoğun olduğu bir
gün kadının biri şehirlerarası bir yolda arabasıyla seyahat ediyormuş.
Sabahın erken saatleriymiş. Sis yüzünden pür dikkat ve olabildiğince
yavaş gidiyormuş. Derken yolun iki tarafında oldukça garip açıyla park
etmiş iki araba görmüş. Önce korkmuş. Ama merakına yenik düşmüş ve
arabasını biraz ileride güvenli bir yere çekmiş.
İhtiyatla ilk arabaya yaklaşmış. Her halinde savrularak durduğu belli
olan otomobilin görünen bir hasarı yokmuş. Otomobilin etrafında dolaşan
kadın şoför mahalinde yan koltuğa doğru yatmış bir adam olduğunu
görmüş. Açık pencereden içeri uzanarak
adama seslenmiş. Yanıt alamamış. Bu arada farkında olmadan kapıyı
tutunca eline yapışkan bir şey bulaşmış. Alacakaranlıkta eline bulaşan
şeyin önce ne olduğunu anlayamamış ama birden bire jeton düşmüş. Elindeki kanmış.
Panik içinde arabasına koşmuş. Son sürat en yakın yerleşim yerine gidip olağanüstü tedbirler alarak arabalara aynı anda iki ekip halinde yaklaşmışlar. Biraz sonra her iki ekip lideri polis müdürüne arabalarda kafası kopuk birer ceset olduğunu rapor etmişler.
Bir süre sonra cesetlere ait iki kafa bulunmuş. Kafaların her ikisi de
darmadağan olmuş vaziyetteymiş. Otomobillerde ise hiç bir hasar yokmuş
güçlü biri ya da bir şey tarafından sanki bir serçe kafasıymış gibi
çekip kopartılmışa benziyormuş. Polisler bu işin içinden bir türlü
çıkamamış. Olaya İngiliz gizli polisi MI5 el koymuş.
MI5'da yeni kurulan seri katil araştırma birimi
olay mahalini didik didik incelemiş. İki gün sonra MI5 karargahına bu
esrarengiz olay hakkında bir rapor ulaşmış. Dehşet verici bu olay
aslına basit bir trafik kazasıymış. Raporda olay şöyle anlatılıyormuş.
Yoğun sise rağmen hız yapan iki sürücü de bellerine kadar sarkarak yolu
daha iyi görmeye çalışıyorlarmış. Karşı yönlerden gelen bu iki
otomobildeki sürücüler hızla gelen diğer otomobili çok geç
farketmişler. Kafaları birbirine hızla çarpınca ikisinin de kafası kopmuş
__________________________________________________ ___________
Mısır tarlasında
Köyün birinde genç bir kadın yalnız başına mısır tarlasında çalışırken
kolunu bir mısır kabuğu kesmiş. Kesik bayağı derinmiş. Kolunda şiddetli
bir kanama başlamış. Kadıncağız da kan görmeye dayanamazmış. Hemen
oracıkta
Aradan epey bir zaman geçmiş. Kadının yarası kapanmış ama kolu şişmeye
başlamış. Sürekli bir karıncalanma hissi varmış kesiğin olduğu yerde.
Durum böyle olunca kadını doktora götürmüşler. Doktor muayene etmiş ama bir şey bulamamış. Kesiğin mikrop kaptığını bunun sonucunda da deri altında iltihap oluştuğunu düşünerek
şiş bölgeyi kesip içindeki iltihabı akıtmaya karar vermiş. Şişkin yere
neşteri vurmasıyla kadının kolundan binlerce minik akrep dışarı
fırlamış. Tabii kadın oracıkta kafayı yemiş.
Meselenin aslı
sonradan anlaşılmış. Meğer mısır tarlasında kadın baygınken bir akrep
kadınının kesik koluna yumurtalarını bırakmış. Minik akrep yavruları da
yumurtalarından çıkmış ve kadının kolunda gelişmeye başlamış. Gerisi de
malum işte. Kadıncağız hala akıl hastanesinde "Kolum şişti kolum şişti" diye dolaşıyormuş
__________________________________________________ ___________
Üst Kattaki Katil
Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift
çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş.
Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış.
Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında
hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların
başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş
haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp
sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış.
Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını
attıktan sonra Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder
sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız
telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı
sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış
bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış
telefon
arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan!
Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var
demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın
polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese
gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı
olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren
sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye
başlamışmış.
14-15 yaşlarındaki bir kızda durup dururken hamilelik belirtileri başlamış: Karnı hafiften şişkinleşmiş kusma nöbetleri geliyormuş sabahları yataktan hasta gibi kalkıyormuş... Fakat kız annesine ısrarla böyle bi şeyin mümkün olamayacağını çünkü hiç bir erkekle bu sonucu doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia ediyormuş.
Fakat zaman geçtikçe hem karnı büyümeye devam etmiş hem de diğer belirtilerde değişiklik olmamış. Annesi “Bu yaşta... Allahım Allahım
kepazelik bu” dese de kız hala hamile olmadığını söylüyormuş. Sonunda
anne küçük bi kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri
göze alarak kızını hastaneye götürmüş. Ancak çekilen ultrasondan sonra
kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşılmış. Çünkü karnında son derece
büyük boyutlara ulaşmış bir tümör tesbit edilince şişkinliğin ve diğer
belirtilerin asıl sebebi ortaya çıkmış.
Vakit kaybetmeden
apar topar ameliyata alınmış tabii. Doktorlar rutin kabul edilen bu
operasyon sırasında karnı açmışlar ve işte o an gördükleri manzara
karşısında şok olmuşlar. Meğerse tümör sandıkları şey kocaman bir
ahtapotmuş. Üstelik kıpır kıpırmış da hayvan yani canlıymış.
Olayın aslı sonradan anlaşılmış. Kız üç-dört ay önce ailesiyle birlikte
okyanus kenarındaki bir kasabada tatil yapmış. Ahtapot yumurtaları da
mikroskobik boyutlarda olurmuş ve bunlardan doğal olarak okyanus
sularında milyarlarca varmış. Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla
beraber bu yumurtalardan da indirmiş mideye. İşte bunlardan biri de milyonda bir görülecek biçimde de olsa kızın vücudunun içinde yaşamayı hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış.
__________________________________________________ ___________
Allahsız Osman
İstanbul'da 1800'lü yıllar... O zamanın ünlü kabadayılarından Ustura Kemal ve arkadaşları
Karacaahmet Mezarlığı'nın karşısında bi evin bahçesinde çilingir
sofrası kurmuşlar. İçki masası muhabbeti tüm hızıyla devam ederken laf
dönüp dolaşıp mezarlık ve ölü konusuna gelmiş. İçinde zırnık Allah
korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği için lakabı Allahsız Osman
olan bir kabadayı ölüden kimseye zarar gelmez" demiş. Ustura Kemal da muhabbeti koyulaştırmak için "Ulan Osman madem ölüden korkmuyosun gel şunu iyiden iyiye ispatla bize" diye dalga geçmiş.
Allahsız Osman bunu nasıl yapacağını sorunca Ustura Kemal "Aha şu karşıdaki Karacaahmet mezarlığını görüyosun. Madem Allah'a inanmaz ve ölüden korkmazsın bu gece 12'de mezarlığa girip sana vereceğimiz kazığı mezarlığa içinde bi yere çak. Sabah biz gidip kazığın orada olup olmadığına bakarız. Eğer orada bi kazık varsa seni takdir ederiz" demiş. Allahsız Osman aslında gece mezarlığa girmek bi yana yanından geçerken bile türkü söyleyen bi adammış. Ama yiğitliğe leke süremeyeceğinden "Peki ama siz de benimle gece gelip mezarlık çıkışında bekleyeceksiniz" demiş. Zaten bu konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyomuş gece yarısı kalkıp Karacaahmet Mezarlığı'na gitmişler.
Osman gece karanlığında mezarlığın büyük kapısından içeri girmiş. Herkesin Allahsız Osman olarak bildiği o cesur (!) kabadayı mezarlığın içinde salavatlar getirerek bi elinde kazık
bi elinde çekiç ilerlemiş. Bi mezarın yanına geldiğinde alelacele
eğilip kazığı yere çakmış. Korktuğu için de hemen or'dan uzaklaşmak
istemiş. Ama bi'şey giydiği setrenin (o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca eteği olan bi tür giysi) ucundan tutmuş. Allahsız Osman vargücüyle
"İmdaaat! Ulan yardım edin. Ölü beni tutuyooo" diye feryat etmiş ama
kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. Bağıra
çağıra mezarın üzerine yığılıp kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş.
Uzunca bir süredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları Allahsız Osman'ın kendilerine oyun oynayıp mezarlığın öteki kapısından çıktığını düşünüp dağılmışlar. Ertesi sabah ise Ustura Kemal ve arkadaşları kazığın çakılı olup olmadığına kontrol için Karacaahmet Mezarlığı'na gelmiş. Bi bakmışlar ki kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa çakmış durumda bi mezarın üzerinde cansız yatıyomuş.
__________________________________________________ ___________
Kafaları kopmuş
İngiltere aniden bastıran sisiyle ünlüdür. Yine sisin yoğun olduğu bir
gün kadının biri şehirlerarası bir yolda arabasıyla seyahat ediyormuş.
Sabahın erken saatleriymiş. Sis yüzünden pür dikkat ve olabildiğince
yavaş gidiyormuş. Derken yolun iki tarafında oldukça garip açıyla park
etmiş iki araba görmüş. Önce korkmuş. Ama merakına yenik düşmüş ve
arabasını biraz ileride güvenli bir yere çekmiş.
İhtiyatla ilk arabaya yaklaşmış. Her halinde savrularak durduğu belli
olan otomobilin görünen bir hasarı yokmuş. Otomobilin etrafında dolaşan
kadın şoför mahalinde yan koltuğa doğru yatmış bir adam olduğunu
görmüş. Açık pencereden içeri uzanarak
adama seslenmiş. Yanıt alamamış. Bu arada farkında olmadan kapıyı
tutunca eline yapışkan bir şey bulaşmış. Alacakaranlıkta eline bulaşan
şeyin önce ne olduğunu anlayamamış ama birden bire jeton düşmüş. Elindeki kanmış.
Panik içinde arabasına koşmuş. Son sürat en yakın yerleşim yerine gidip olağanüstü tedbirler alarak arabalara aynı anda iki ekip halinde yaklaşmışlar. Biraz sonra her iki ekip lideri polis müdürüne arabalarda kafası kopuk birer ceset olduğunu rapor etmişler.
Bir süre sonra cesetlere ait iki kafa bulunmuş. Kafaların her ikisi de
darmadağan olmuş vaziyetteymiş. Otomobillerde ise hiç bir hasar yokmuş
güçlü biri ya da bir şey tarafından sanki bir serçe kafasıymış gibi
çekip kopartılmışa benziyormuş. Polisler bu işin içinden bir türlü
çıkamamış. Olaya İngiliz gizli polisi MI5 el koymuş.
MI5'da yeni kurulan seri katil araştırma birimi
olay mahalini didik didik incelemiş. İki gün sonra MI5 karargahına bu
esrarengiz olay hakkında bir rapor ulaşmış. Dehşet verici bu olay
aslına basit bir trafik kazasıymış. Raporda olay şöyle anlatılıyormuş.
Yoğun sise rağmen hız yapan iki sürücü de bellerine kadar sarkarak yolu
daha iyi görmeye çalışıyorlarmış. Karşı yönlerden gelen bu iki
otomobildeki sürücüler hızla gelen diğer otomobili çok geç
farketmişler. Kafaları birbirine hızla çarpınca ikisinin de kafası kopmuş
__________________________________________________ ___________
Mısır tarlasında
Köyün birinde genç bir kadın yalnız başına mısır tarlasında çalışırken
kolunu bir mısır kabuğu kesmiş. Kesik bayağı derinmiş. Kolunda şiddetli
bir kanama başlamış. Kadıncağız da kan görmeye dayanamazmış. Hemen
oracıkta
Aradan epey bir zaman geçmiş. Kadının yarası kapanmış ama kolu şişmeye
başlamış. Sürekli bir karıncalanma hissi varmış kesiğin olduğu yerde.
Durum böyle olunca kadını doktora götürmüşler. Doktor muayene etmiş ama bir şey bulamamış. Kesiğin mikrop kaptığını bunun sonucunda da deri altında iltihap oluştuğunu düşünerek
şiş bölgeyi kesip içindeki iltihabı akıtmaya karar vermiş. Şişkin yere
neşteri vurmasıyla kadının kolundan binlerce minik akrep dışarı
fırlamış. Tabii kadın oracıkta kafayı yemiş.
Meselenin aslı
sonradan anlaşılmış. Meğer mısır tarlasında kadın baygınken bir akrep
kadınının kesik koluna yumurtalarını bırakmış. Minik akrep yavruları da
yumurtalarından çıkmış ve kadının kolunda gelişmeye başlamış. Gerisi de
malum işte. Kadıncağız hala akıl hastanesinde "Kolum şişti kolum şişti" diye dolaşıyormuş
__________________________________________________ ___________
Üst Kattaki Katil
Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift
çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş.
Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış.
Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında
hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların
başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş
haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp
sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış.
Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını
attıktan sonra Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder
sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız
telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı
sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış
bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış
telefon
arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan!
Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var
demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın
polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese
gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı
olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren
sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye
başlamışmış.
Serßay- Admin
-
Mesaj Sayısı : 492
Yaş : 33
Şehir : Mersin
Hobiler : Edebiyat
Ruh Hali :
Kayıt tarihi : 27/01/09
Rep Sistemi
Aktiflik:
(100/100)
Başarı Puanı :
(100/100)
Güçlülük:
(100/100)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Tem. 10, 2010 9:40 am tarafından Serßay
» Klayyeye Bakmadan Bunu Yazabilir Misiniz
C.tesi Tem. 10, 2010 8:54 am tarafından hakanberk
» Okuyabiliyor musunuz?
C.tesi Tem. 10, 2010 8:51 am tarafından hakanberk
» ---ünivERsİtELer---
C.tesi Tem. 10, 2010 8:45 am tarafından hakanberk
» Konuğumuz GüL_GüZeLi
C.tesi Tem. 10, 2010 8:38 am tarafından hakanberk
» Neden Cemal Süreyya değil de Cemal Süreya
C.tesi Tem. 03, 2010 2:04 pm tarafından Serßay
» Sitenin EnLeri
Çarş. Haz. 30, 2010 8:21 pm tarafından nacves
» Gelsin qelsin kim qelsin?
Çarş. Haz. 30, 2010 8:19 pm tarafından nacves
» 4 kelime 1 cümle
Çarş. Haz. 30, 2010 8:16 pm tarafından nacves
» Yer misin Yemez misin?
Çarş. Haz. 30, 2010 8:12 pm tarafından nacves
» 2010 ÖSS Sistemi (YGS / LYS)
Cuma Ekim 02, 2009 4:21 pm tarafından Serßay
» Ayı EfkarLanmış :)
Cuma Tem. 17, 2009 8:42 pm tarafından Serßay
» NBA Live 2003 Oyun Hileleri
Cuma Tem. 17, 2009 8:40 pm tarafından Serßay
» Trials 2 Second Edition - Full
Salı Tem. 14, 2009 9:00 pm tarafından VaLe
» NBA Live 2003 - Full
Ptsi Tem. 13, 2009 2:46 pm tarafından VaLe
» Knights of Honor Oyun Hileleri
Ptsi Tem. 13, 2009 2:37 pm tarafından VaLe
» Knights of Honor - Full
Ptsi Tem. 13, 2009 2:35 pm tarafından VaLe
» Gemimiz Batıyor...
Ptsi Tem. 13, 2009 2:04 pm tarafından Serßay
» Konuğumuz VaLe
Ptsi Tem. 13, 2009 1:50 pm tarafından VaLe
» 5 yaşında anne olmuşş
Ptsi Tem. 06, 2009 7:14 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Özlem Mesajları
Ptsi Tem. 06, 2009 2:12 pm tarafından GüL_GüZeLi
» EN TUHAF fobiler
Ptsi Tem. 06, 2009 12:06 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Kolbastı!!!
Ptsi Tem. 06, 2009 11:57 am tarafından Serßay
» Niye yoLdun Len xD
Ptsi Tem. 06, 2009 11:39 am tarafından GüL_GüZeLi
» aşka bak beah:))))
Ptsi Tem. 06, 2009 11:35 am tarafından GüL_GüZeLi
» Aşka Sesleniş...
Perş. Tem. 02, 2009 11:40 am tarafından GüL_GüZeLi
» Sözü Bendim.. Notası Sen..
Çarş. Tem. 01, 2009 4:23 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Büyük Mükafat
Çarş. Tem. 01, 2009 2:51 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Ne güzeldir birine ‘ İyi ki Varsın’ Diyebilmek
Çarş. Tem. 01, 2009 1:56 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Şok! Rep sistemi artık aktiftir
Çarş. Tem. 01, 2009 1:50 pm tarafından GüL_GüZeLi