Hoşgeldiniz...
Mesaj Sayın 0
Son Ziyaretin
İyi Forumlar...
Giriş yap
En son konular
Arama
Aralık 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | ||||||
2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 |
9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 |
16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 |
23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 |
30 | 31 |
En iyi yollayıcılar
Serßay (492) | ||||
mat_-_rock (316) | ||||
GüL_GüZeLi (265) | ||||
Elif Lâm Râ (86) | ||||
emRahhh (68) | ||||
VaLe (45) | ||||
ciRcuS (31) | ||||
nacves (27) | ||||
kiiko (17) | ||||
hakanberk (5) |
Çalıkuşu
Serßay :: ÖDEV ARŞİVİ :: Kitap Özetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Çalıkuşu
Pek küçük yaşındayken annesi ölen feride, babası da sınır sınır
dolaşan bir subay olduğu için büyükannesinin yanında büyümüştür. Okul
çağına gelince Feride’ yi İstanbul’ da ki bir Fransız kız yatılı
okuluna yollamışlardır. Feride neşeli, zeki, çok asi, ele avuca sığmaz
çok hareketli bir kızdır. Fırsat buldukça bir erkek gibi ağaçlara
tırmanıp daldan dala atladığı için öğretmenlerinden biri onu çalıkuşuna
benzetmiş, sonra da bu benzetme, onun adı olarak kalmıştır.
Babasının da ölmesi üzerine Feride’ nin,
yakını olarak sadece bir teyzesi kalmıştır. Feride, okulun büyüklü
küçüklü tatillerini her zaman teyzesinin evinde geçirmektedir.Bu
teyzenin Kamuran adlı, Feride’ den büyük bir oğlu vardır. Kamuran
Feride’ ye karşın ağır başlı, kız gibi bir erkekdir. Bu yüzden Feride
sürekli onla dalga geçmektedir. Fakat bunların arasında Kamuran,
Feride’ yi farkinda olmadan büyük bir aşkla sevmeye başlamışdır. Bu
sevgi bir sure sonra karşılıkta görür. Feride de Kamurana karşılık
vermektedir. Feride’ nin teyzeside bu durumu çok istediği için, Feride
okulunu bitirdikten sonra iki gencin evlenmeleri kararlaştırılır.
Düğün hazırlıkları tamamlanmak üzereyken, bir gün
kadının teki çıka gelir ve Feride’ ye Kamuran’ ın Avrupa’ da bulunduğu
sırada orda bir kızla aşk yaşadığını söyler. Bu durum hiçbir şeyi
umursamaz gibi görünen Feride’ yi çok derinden etkilemiştir. Feride
bunun sonucunda gururuna yenilir ve derhal teyzesinin evinden
uzaklaşır, yolunu izini kaybettirir. Bu yüzden evlenmede gerçekleşemez.
Feride nereye gideceğini düşünürken onu çok
seven süt annesi aklına gelir ve oraya gider. Süt annesi onu görünce
çok sevinmiştir. Feride bir süre süt annesinin evinde kalır. Bu arada
oraya buraya başvurur bir iş için çünkü süt annesini daha fazla
rahatsız edemeyeceğini ve yanındaki paranın da ona çok fazla
yetmeyeceğini bilmektedir. Başvurularının sonunda Anadolu da bir
ilkokul öğretmenliği elde eder. Şimdi o hayat dolu hiçbir şeyi
umursamayan genç kız artık bir öğretmen olmuştur. Feride Anadolu’ yu
hiç yadırgamaz. Zeyniler adlı bir köyde öğretmenliğe başlar. Zeyniler
köyü Anadolu’ nun çok ücra bir köşesindedir. Bu köyde Feride yaptığı
her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir zamanlarının hayat dolu asi genç kızı şimdi
hayatı tanıma yolundadır.İster istemez ağır başlı olmayı öğrenmiştir.
Ama başına gelen bunca şeye rahmen kötümser değildir. O köydeki fakir
üstü yırtık pırtık olan öğrencilerini çok sevmiştir. Öğrencilerinin her
biriyle ayrı ayrı ilgilenmek ona büyük bir zevk vermektedir.
Öğrencileri arasında Munise adında ortada kalmış, annesi kötü yola
düşmüş bir kız vardır. Annesi yüzünden köylüler kızıda hiç sevmiyorlar.
Feride, Munise’ ye acır ve onu evlatlık alır. Feride cok mutlu olmuştur
, aynı zamanda Munise’de çok sevinmiştir bu olaya.
Bir süre sonra Zeyniler köyü okuluda kapatılır.
İşsiz kalan Feride başka bir yerde öğretmenlik yapmak için başvurmak
amacıyla ile gider. Milli Eğitim Müdürlüğünde eski bir okul arkadasına
rastlar ve onunla Fransızca konuşur, Milli eğitim müdürüde bu olayı
görünce, Feride’ yi merkezde kız öğretmen okulunda fransızca öğretmeni
olarak görevlendirir. Feride fiziki olarak çok güzel bir kızdır ve bu
fiziki güzelliğinin burda çok fazla göze çarpması Feride’ yi
endişelendirir. Ayrıca Feride’ nin öğretmenlik yaptığı okuldaki müzik
öğretmenide Feride’ ye karşı büyük bir aşk duymaktadır. Fakat bu aşk
bir ümitsiz vakadır. Ayrıca şehirde büyük dedikodularada yol açmıştır.
Feride’ nin burda peşine bir çok erkek düşmüştür. Bu durum ise Feride’
yi endişelendirmektedir. Bu yüzden tayinini ister. Böylece birkaç yer
dolaşır. Bir surede İzmir’de varlıklı bir ailenin kızlarınada özel ders
verir. Fakat Feride’ nin gittiği her yerde muthiş fiziği ve güzelliği
başına dert açmaktadır. Feride’ bu güzelliği ve yalnızlığı çok kişinin
dikkatini çekmektedir.
Feride daha Zeyniler’deyken bir askerin
yaralanması ve oraya getirilmesi sırasında doktor Hayrullah Beyle
tanışmıştır. Doktor, Feride’ ye bu kadar güzel bir kızın böyle bir
yerde ne aradığını, kesinlikle bir aşk meselesi yüzünden gelmiş
olduğunu söylemiş Feride ise bunu reddetmistir.Yıllardan sonra tekrar
Kuşadasın’ da buluşurlar.Bu sırada Feride’ nin okulu kapatılıp
hastaneye çevrilmiştir. Feride artık doktorum himayesine girmiştir. Bir
hasta bakıcı gibi doktora yardım etmiştir. Doktor Feride’ yi ve artık
büyümüş olan Munise’ yi kendi öz kızları gibi sevmektedir. Ancak bu
sırada doktor bir gün ağır hastalığı olan birine bakmaya gittiği zaman
Munise ağır bir sekilde hastalanır. Doktor dönesiye kadar kız yavaş
yavaş, acı çeke çeke ölür. Munise’ nin nezle sanılan hastalığı
kuşpalazıdır.
Feride, Munise’ nin ölmesinden sonra kendini
kaybedecek şekilde hastalanır. Günlerce doktorun evinde yatar.
İyileştiği sıralarda doktor Hayrullah bey ne kdar yaşlı olursa olsun
ikisi için bir söylenti cıkmıştır. Bu da o zamanın şartlarından dolayı
olmuştur. Kasabayı türlü dedikodular alıp götürmektedir. Bekar bir
erkeğin evinde genç güzel ve bekar bir kadının olması cok fazla
dedikoduya yol açmıştır. Doktor bu dedikodulardan kurtulmak için çok
pratik bir yol bulmuştur. Feride’ yide zorla ikna ederek
evlenmişlerdir. Ancak tabiki bu evlilik sadece kağıt üzerindedir ve
dedikoduların bitmesi içindir. Feride doktoru babası gibi sevmektedir.
Doktor, Feride’ nin defterini bulmuş ve baştan sona kadar okumuştur.
Feride’ nin her şeye rağmen Kamurano sevdiğini öğrenmiştir. Gizli
araştırmalar yapar. Kamuran bu zaman içinde evlenmiş ve eşi olmüştür.
Şimdi dört yaşlarındaki çocuğu ile yaşamaktadır. Doktor, Kamuran’a bir
mektup yazar ve bu mektupta Kamuran’ a bütün olan biteni anlatır.
Feride’ yse bu sırada defterinin kaybolduğunu sanmaktadır ve defterini
bütün aramalarına karşın bulamamıştır. Doktor yazdığı mektupla defteri
ve bazı belgeleri paket haline getirmiştir. Feride’ ye ölümünden sonra
bu paketi Kamuran’ a götürmesini vasiyet etmiştir.Doktor zaten oldukça
yaşlıdır bu yüzden kısa bir süre sonra da ölür.
Feride, doktorun ölümünden sonra, hem paketi
teslim etmek hem de çok özlediği teyzesini görmek üzere, Tekirdağı’ na
teyzesinin yanına gider. Niyeti orda fazla kalmamaktır. Paketi teslim
edip bir iki gün kalıp Kuşadası’ na geriye dönmektir. O günlerde ne
rastlantı ki dinlenmek icin Kamuran’ da tekirdagı’ na gelmiştir. Feride
paketin içinde neler bulunduğunu bilmemektedir. Bu içinde neler
bulunduğunu bilmediği paketi teslim eder. Ama doktorum öldüğünü
onlardan gizlemiştir. Böylece Kuşadasın’ da doktorun yaşadığı
bahanesiyle zorlanmadan geriye dönebileceğini ummaktadır. Fakat umduğu
gibi olmaz teyzesi bu paketi Feride gitmeden bir gün önceden Kamuran’ a
verir. Kamuran o gece kardeşiyle birlikte defteri okur. Böylece,
Feride’ nin kendisini hala sevmekte olduğunu anlar. Hemde doktorun
tembihlerini öğrenir. Kendisiyse, Feride gittiğinden beri Feride’ yi
unutamamiştir ve hala sevmektedir.
Feride, yeterince kaldığını ve geri dönmesi
gerektiğini söyleyerek yola çıkmak üzere hazırlanır. Feride hayatla cok
didişmiş ve artık bu gücünü yitirmiştir. Artık doktorunda olmadığı
Kuşadası’ na gitmek onunda hic işine gelmemektedir. Kuşadası’ na
dönmek, Feride’ yi cok fazla üzmüştür. Ama bu durumunu etrafındakilere
hiç belli etmemektedir. Bunu atrafındakilerin anlamasını istemez.
Feride’ yi götürecek araba kapıya yaklaşır. Fakat bu bir oyundur.
Kamran ve kardeşinin hazırladığı bir oyundur. Feride arabaya yaklaştığı
zaman arabadan birden Kamuran iner ve feride’ yi kucaklar. Zaten tüm ev
halkıda Feride’ nin tekrar yuvadan uçmasını istemiyorlardır. Bunun için
tüm ev halkı elbirliği yapmıştır. Feride’ nin tüm istemiyormuş gibi
davranmaları olmaz demeleri falan boşadır. Kırık dökük kelimelerle bu
oyundan kurtulmaya çalışmıştır ama nafile kurtulamamıştır. Çünkü,
Kamran artık kararlıdır ve ikinci bir gaflete düşmeyecektir. Bunu
Feride’ yede onu bir daha kaybetmeyi göze alamayacağını ve onu suan
bile deliler gibi sevdiğini söyler. Çalıkuşu, gizli bir mutlulukla ve
huzurla kendini Kamuran’ ın kollarına atar.
ROMANDAN ALINTI
… İki saat sonra muhtar, Munise’ nin babasıyla
beraber mektebe geliyordu. Ben bu adamı fena çehreli, korkunç, zalim
bir adam diye tasavvur ediyordum. Halbuki ufak tefek, hasta, yorgun bir
ihtiyardı. Bana, İstanbul’ lu olduğunu, fakat kırk seneden beri
memleketini görmediğini söyledi. Eski bir rüyayı anlatır gibi
tereddütlerle Sarıyer’ den, Aksaray’ dan bahsetti. Munise’ yi bana
vermeye razı oluyordu; fakat ona pek cok acıdığını hissettim. Çocuğu
mesut etmek için elimden geleni yapacağımı, onu daima kendisine
göstereceğimi vaadettim.
Zeyniler’ in fakir, karanlık mektebi bu güne kadar, böyle bir kavram,
böyle şenlik görmedi. Bundan eminim. Munise ile sevincimizden odalara,
sofalara, sığamıyorduk. Kahkahalarımız, saçaklardan uyuşmuş kuşları
uyandırıyor gibi tavanlardan şen cıvıltılar geliyordu.
Munise, birkaç saat içinde nazlı bir küçük hanım halini almıştı. Al
faniladan bir elbisem vardı ki, ben giyemezdim. Onu bir parça daraltıp
kısaltarak ona koket bir kostüm yaptım. Kız bu elbise içinde, nasıl
anlatayım, bir içim su, ağza alınınca eriyen fondan şekerleri gibi bir
şey oldu.
Kar, bir gün evvelki şiddetini kaybetmekle beraber hala devam ediyordu.
Akşamdan evvel, çocuğu elinden tutarak bahçeye çıkardım. Hatice hanım,
Zeyni baba’ nın kandillerini yakmaya gidinceye kadar gezdik,
birbirimizi kovaladık, mezar taşları arasında top muharebesi yaptık.
Neşemiz, ihtiyar kadının çatık yüzünü bile güldürmüştü: Haydi artık
içeri girin, üşüyeceksiniz, hasta olacaksınız derken tatlı tatlı
sırıtıyordu.
Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi? Bu akşam, gökyüzü
bana, batıdan doğuya kadar dallarını uzatmış bir ağaç gibi göründü;
yavaş yavaş sallandıkça, üstümüze çiçeklerini döken kocaman bir yasemin
ağacı!
dolaşan bir subay olduğu için büyükannesinin yanında büyümüştür. Okul
çağına gelince Feride’ yi İstanbul’ da ki bir Fransız kız yatılı
okuluna yollamışlardır. Feride neşeli, zeki, çok asi, ele avuca sığmaz
çok hareketli bir kızdır. Fırsat buldukça bir erkek gibi ağaçlara
tırmanıp daldan dala atladığı için öğretmenlerinden biri onu çalıkuşuna
benzetmiş, sonra da bu benzetme, onun adı olarak kalmıştır.
Babasının da ölmesi üzerine Feride’ nin,
yakını olarak sadece bir teyzesi kalmıştır. Feride, okulun büyüklü
küçüklü tatillerini her zaman teyzesinin evinde geçirmektedir.Bu
teyzenin Kamuran adlı, Feride’ den büyük bir oğlu vardır. Kamuran
Feride’ ye karşın ağır başlı, kız gibi bir erkekdir. Bu yüzden Feride
sürekli onla dalga geçmektedir. Fakat bunların arasında Kamuran,
Feride’ yi farkinda olmadan büyük bir aşkla sevmeye başlamışdır. Bu
sevgi bir sure sonra karşılıkta görür. Feride de Kamurana karşılık
vermektedir. Feride’ nin teyzeside bu durumu çok istediği için, Feride
okulunu bitirdikten sonra iki gencin evlenmeleri kararlaştırılır.
Düğün hazırlıkları tamamlanmak üzereyken, bir gün
kadının teki çıka gelir ve Feride’ ye Kamuran’ ın Avrupa’ da bulunduğu
sırada orda bir kızla aşk yaşadığını söyler. Bu durum hiçbir şeyi
umursamaz gibi görünen Feride’ yi çok derinden etkilemiştir. Feride
bunun sonucunda gururuna yenilir ve derhal teyzesinin evinden
uzaklaşır, yolunu izini kaybettirir. Bu yüzden evlenmede gerçekleşemez.
Feride nereye gideceğini düşünürken onu çok
seven süt annesi aklına gelir ve oraya gider. Süt annesi onu görünce
çok sevinmiştir. Feride bir süre süt annesinin evinde kalır. Bu arada
oraya buraya başvurur bir iş için çünkü süt annesini daha fazla
rahatsız edemeyeceğini ve yanındaki paranın da ona çok fazla
yetmeyeceğini bilmektedir. Başvurularının sonunda Anadolu da bir
ilkokul öğretmenliği elde eder. Şimdi o hayat dolu hiçbir şeyi
umursamayan genç kız artık bir öğretmen olmuştur. Feride Anadolu’ yu
hiç yadırgamaz. Zeyniler adlı bir köyde öğretmenliğe başlar. Zeyniler
köyü Anadolu’ nun çok ücra bir köşesindedir. Bu köyde Feride yaptığı
her şeyi günlüğüne yazmaya başlar.
Bir zamanlarının hayat dolu asi genç kızı şimdi
hayatı tanıma yolundadır.İster istemez ağır başlı olmayı öğrenmiştir.
Ama başına gelen bunca şeye rahmen kötümser değildir. O köydeki fakir
üstü yırtık pırtık olan öğrencilerini çok sevmiştir. Öğrencilerinin her
biriyle ayrı ayrı ilgilenmek ona büyük bir zevk vermektedir.
Öğrencileri arasında Munise adında ortada kalmış, annesi kötü yola
düşmüş bir kız vardır. Annesi yüzünden köylüler kızıda hiç sevmiyorlar.
Feride, Munise’ ye acır ve onu evlatlık alır. Feride cok mutlu olmuştur
, aynı zamanda Munise’de çok sevinmiştir bu olaya.
Bir süre sonra Zeyniler köyü okuluda kapatılır.
İşsiz kalan Feride başka bir yerde öğretmenlik yapmak için başvurmak
amacıyla ile gider. Milli Eğitim Müdürlüğünde eski bir okul arkadasına
rastlar ve onunla Fransızca konuşur, Milli eğitim müdürüde bu olayı
görünce, Feride’ yi merkezde kız öğretmen okulunda fransızca öğretmeni
olarak görevlendirir. Feride fiziki olarak çok güzel bir kızdır ve bu
fiziki güzelliğinin burda çok fazla göze çarpması Feride’ yi
endişelendirir. Ayrıca Feride’ nin öğretmenlik yaptığı okuldaki müzik
öğretmenide Feride’ ye karşı büyük bir aşk duymaktadır. Fakat bu aşk
bir ümitsiz vakadır. Ayrıca şehirde büyük dedikodularada yol açmıştır.
Feride’ nin burda peşine bir çok erkek düşmüştür. Bu durum ise Feride’
yi endişelendirmektedir. Bu yüzden tayinini ister. Böylece birkaç yer
dolaşır. Bir surede İzmir’de varlıklı bir ailenin kızlarınada özel ders
verir. Fakat Feride’ nin gittiği her yerde muthiş fiziği ve güzelliği
başına dert açmaktadır. Feride’ bu güzelliği ve yalnızlığı çok kişinin
dikkatini çekmektedir.
Feride daha Zeyniler’deyken bir askerin
yaralanması ve oraya getirilmesi sırasında doktor Hayrullah Beyle
tanışmıştır. Doktor, Feride’ ye bu kadar güzel bir kızın böyle bir
yerde ne aradığını, kesinlikle bir aşk meselesi yüzünden gelmiş
olduğunu söylemiş Feride ise bunu reddetmistir.Yıllardan sonra tekrar
Kuşadasın’ da buluşurlar.Bu sırada Feride’ nin okulu kapatılıp
hastaneye çevrilmiştir. Feride artık doktorum himayesine girmiştir. Bir
hasta bakıcı gibi doktora yardım etmiştir. Doktor Feride’ yi ve artık
büyümüş olan Munise’ yi kendi öz kızları gibi sevmektedir. Ancak bu
sırada doktor bir gün ağır hastalığı olan birine bakmaya gittiği zaman
Munise ağır bir sekilde hastalanır. Doktor dönesiye kadar kız yavaş
yavaş, acı çeke çeke ölür. Munise’ nin nezle sanılan hastalığı
kuşpalazıdır.
Feride, Munise’ nin ölmesinden sonra kendini
kaybedecek şekilde hastalanır. Günlerce doktorun evinde yatar.
İyileştiği sıralarda doktor Hayrullah bey ne kdar yaşlı olursa olsun
ikisi için bir söylenti cıkmıştır. Bu da o zamanın şartlarından dolayı
olmuştur. Kasabayı türlü dedikodular alıp götürmektedir. Bekar bir
erkeğin evinde genç güzel ve bekar bir kadının olması cok fazla
dedikoduya yol açmıştır. Doktor bu dedikodulardan kurtulmak için çok
pratik bir yol bulmuştur. Feride’ yide zorla ikna ederek
evlenmişlerdir. Ancak tabiki bu evlilik sadece kağıt üzerindedir ve
dedikoduların bitmesi içindir. Feride doktoru babası gibi sevmektedir.
Doktor, Feride’ nin defterini bulmuş ve baştan sona kadar okumuştur.
Feride’ nin her şeye rağmen Kamurano sevdiğini öğrenmiştir. Gizli
araştırmalar yapar. Kamuran bu zaman içinde evlenmiş ve eşi olmüştür.
Şimdi dört yaşlarındaki çocuğu ile yaşamaktadır. Doktor, Kamuran’a bir
mektup yazar ve bu mektupta Kamuran’ a bütün olan biteni anlatır.
Feride’ yse bu sırada defterinin kaybolduğunu sanmaktadır ve defterini
bütün aramalarına karşın bulamamıştır. Doktor yazdığı mektupla defteri
ve bazı belgeleri paket haline getirmiştir. Feride’ ye ölümünden sonra
bu paketi Kamuran’ a götürmesini vasiyet etmiştir.Doktor zaten oldukça
yaşlıdır bu yüzden kısa bir süre sonra da ölür.
Feride, doktorun ölümünden sonra, hem paketi
teslim etmek hem de çok özlediği teyzesini görmek üzere, Tekirdağı’ na
teyzesinin yanına gider. Niyeti orda fazla kalmamaktır. Paketi teslim
edip bir iki gün kalıp Kuşadası’ na geriye dönmektir. O günlerde ne
rastlantı ki dinlenmek icin Kamuran’ da tekirdagı’ na gelmiştir. Feride
paketin içinde neler bulunduğunu bilmemektedir. Bu içinde neler
bulunduğunu bilmediği paketi teslim eder. Ama doktorum öldüğünü
onlardan gizlemiştir. Böylece Kuşadasın’ da doktorun yaşadığı
bahanesiyle zorlanmadan geriye dönebileceğini ummaktadır. Fakat umduğu
gibi olmaz teyzesi bu paketi Feride gitmeden bir gün önceden Kamuran’ a
verir. Kamuran o gece kardeşiyle birlikte defteri okur. Böylece,
Feride’ nin kendisini hala sevmekte olduğunu anlar. Hemde doktorun
tembihlerini öğrenir. Kendisiyse, Feride gittiğinden beri Feride’ yi
unutamamiştir ve hala sevmektedir.
Feride, yeterince kaldığını ve geri dönmesi
gerektiğini söyleyerek yola çıkmak üzere hazırlanır. Feride hayatla cok
didişmiş ve artık bu gücünü yitirmiştir. Artık doktorunda olmadığı
Kuşadası’ na gitmek onunda hic işine gelmemektedir. Kuşadası’ na
dönmek, Feride’ yi cok fazla üzmüştür. Ama bu durumunu etrafındakilere
hiç belli etmemektedir. Bunu atrafındakilerin anlamasını istemez.
Feride’ yi götürecek araba kapıya yaklaşır. Fakat bu bir oyundur.
Kamran ve kardeşinin hazırladığı bir oyundur. Feride arabaya yaklaştığı
zaman arabadan birden Kamuran iner ve feride’ yi kucaklar. Zaten tüm ev
halkıda Feride’ nin tekrar yuvadan uçmasını istemiyorlardır. Bunun için
tüm ev halkı elbirliği yapmıştır. Feride’ nin tüm istemiyormuş gibi
davranmaları olmaz demeleri falan boşadır. Kırık dökük kelimelerle bu
oyundan kurtulmaya çalışmıştır ama nafile kurtulamamıştır. Çünkü,
Kamran artık kararlıdır ve ikinci bir gaflete düşmeyecektir. Bunu
Feride’ yede onu bir daha kaybetmeyi göze alamayacağını ve onu suan
bile deliler gibi sevdiğini söyler. Çalıkuşu, gizli bir mutlulukla ve
huzurla kendini Kamuran’ ın kollarına atar.
ROMANDAN ALINTI
… İki saat sonra muhtar, Munise’ nin babasıyla
beraber mektebe geliyordu. Ben bu adamı fena çehreli, korkunç, zalim
bir adam diye tasavvur ediyordum. Halbuki ufak tefek, hasta, yorgun bir
ihtiyardı. Bana, İstanbul’ lu olduğunu, fakat kırk seneden beri
memleketini görmediğini söyledi. Eski bir rüyayı anlatır gibi
tereddütlerle Sarıyer’ den, Aksaray’ dan bahsetti. Munise’ yi bana
vermeye razı oluyordu; fakat ona pek cok acıdığını hissettim. Çocuğu
mesut etmek için elimden geleni yapacağımı, onu daima kendisine
göstereceğimi vaadettim.
Zeyniler’ in fakir, karanlık mektebi bu güne kadar, böyle bir kavram,
böyle şenlik görmedi. Bundan eminim. Munise ile sevincimizden odalara,
sofalara, sığamıyorduk. Kahkahalarımız, saçaklardan uyuşmuş kuşları
uyandırıyor gibi tavanlardan şen cıvıltılar geliyordu.
Munise, birkaç saat içinde nazlı bir küçük hanım halini almıştı. Al
faniladan bir elbisem vardı ki, ben giyemezdim. Onu bir parça daraltıp
kısaltarak ona koket bir kostüm yaptım. Kız bu elbise içinde, nasıl
anlatayım, bir içim su, ağza alınınca eriyen fondan şekerleri gibi bir
şey oldu.
Kar, bir gün evvelki şiddetini kaybetmekle beraber hala devam ediyordu.
Akşamdan evvel, çocuğu elinden tutarak bahçeye çıkardım. Hatice hanım,
Zeyni baba’ nın kandillerini yakmaya gidinceye kadar gezdik,
birbirimizi kovaladık, mezar taşları arasında top muharebesi yaptık.
Neşemiz, ihtiyar kadının çatık yüzünü bile güldürmüştü: Haydi artık
içeri girin, üşüyeceksiniz, hasta olacaksınız derken tatlı tatlı
sırıtıyordu.
Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi? Bu akşam, gökyüzü
bana, batıdan doğuya kadar dallarını uzatmış bir ağaç gibi göründü;
yavaş yavaş sallandıkça, üstümüze çiçeklerini döken kocaman bir yasemin
ağacı!
Serßay- Admin
-
Mesaj Sayısı : 492
Yaş : 33
Şehir : Mersin
Hobiler : Edebiyat
Ruh Hali :
Kayıt tarihi : 27/01/09
Rep Sistemi
Aktiflik:
(100/100)
Başarı Puanı :
(100/100)
Güçlülük:
(100/100)
Serßay :: ÖDEV ARŞİVİ :: Kitap Özetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
C.tesi Tem. 10, 2010 9:40 am tarafından Serßay
» Klayyeye Bakmadan Bunu Yazabilir Misiniz
C.tesi Tem. 10, 2010 8:54 am tarafından hakanberk
» Okuyabiliyor musunuz?
C.tesi Tem. 10, 2010 8:51 am tarafından hakanberk
» ---ünivERsİtELer---
C.tesi Tem. 10, 2010 8:45 am tarafından hakanberk
» Konuğumuz GüL_GüZeLi
C.tesi Tem. 10, 2010 8:38 am tarafından hakanberk
» Neden Cemal Süreyya değil de Cemal Süreya
C.tesi Tem. 03, 2010 2:04 pm tarafından Serßay
» Sitenin EnLeri
Çarş. Haz. 30, 2010 8:21 pm tarafından nacves
» Gelsin qelsin kim qelsin?
Çarş. Haz. 30, 2010 8:19 pm tarafından nacves
» 4 kelime 1 cümle
Çarş. Haz. 30, 2010 8:16 pm tarafından nacves
» Yer misin Yemez misin?
Çarş. Haz. 30, 2010 8:12 pm tarafından nacves
» 2010 ÖSS Sistemi (YGS / LYS)
Cuma Ekim 02, 2009 4:21 pm tarafından Serßay
» Ayı EfkarLanmış :)
Cuma Tem. 17, 2009 8:42 pm tarafından Serßay
» NBA Live 2003 Oyun Hileleri
Cuma Tem. 17, 2009 8:40 pm tarafından Serßay
» Trials 2 Second Edition - Full
Salı Tem. 14, 2009 9:00 pm tarafından VaLe
» NBA Live 2003 - Full
Ptsi Tem. 13, 2009 2:46 pm tarafından VaLe
» Knights of Honor Oyun Hileleri
Ptsi Tem. 13, 2009 2:37 pm tarafından VaLe
» Knights of Honor - Full
Ptsi Tem. 13, 2009 2:35 pm tarafından VaLe
» Gemimiz Batıyor...
Ptsi Tem. 13, 2009 2:04 pm tarafından Serßay
» Konuğumuz VaLe
Ptsi Tem. 13, 2009 1:50 pm tarafından VaLe
» 5 yaşında anne olmuşş
Ptsi Tem. 06, 2009 7:14 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Özlem Mesajları
Ptsi Tem. 06, 2009 2:12 pm tarafından GüL_GüZeLi
» EN TUHAF fobiler
Ptsi Tem. 06, 2009 12:06 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Kolbastı!!!
Ptsi Tem. 06, 2009 11:57 am tarafından Serßay
» Niye yoLdun Len xD
Ptsi Tem. 06, 2009 11:39 am tarafından GüL_GüZeLi
» aşka bak beah:))))
Ptsi Tem. 06, 2009 11:35 am tarafından GüL_GüZeLi
» Aşka Sesleniş...
Perş. Tem. 02, 2009 11:40 am tarafından GüL_GüZeLi
» Sözü Bendim.. Notası Sen..
Çarş. Tem. 01, 2009 4:23 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Büyük Mükafat
Çarş. Tem. 01, 2009 2:51 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Ne güzeldir birine ‘ İyi ki Varsın’ Diyebilmek
Çarş. Tem. 01, 2009 1:56 pm tarafından GüL_GüZeLi
» Şok! Rep sistemi artık aktiftir
Çarş. Tem. 01, 2009 1:50 pm tarafından GüL_GüZeLi